Mısır tarihinin paha biçilemez bir eseri olan Luksor Dikilitaşı, yaklaşık iki asırdır Paris’in kalbinde görkemli bir şekilde yükseliyor. Şehrin sekizinci bölgesindeki Place de la Concorde’da bulunan bu dikilitaş, 3.000 yıl önce Firavun II. Ramses döneminde Mısırlılar tarafından kırmızı granitten oyulmuş.

19. yüzyılda Mısır tarafından Fransa’ya hediye edilen bu eşsiz eser, bugün Paris’in en ikonik simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. 1990’larda eklenen altın varaklı piramit başlığıyla tamamlanan dikilitaş, üzerindeki hiyerogliflerle bilim insanlarının dikkatini çekiyor.

Paris-Sorbonne Üniversitesi’nden Mısır bilimci Dr. Jean-Guillaume Olette-Pelletier, dikilitaşta yedi yeni gizli mesaj tespit ettiğini ve bu mesajların eski Mısır dini ve kültürü hakkında yeni bilgiler sunduğunu belirtiyor. Bu mesajlardan biri, hava tanrısı Amun’a atıfta bulunarak “Amun’un ka-kuvvetini yatıştırın” ifadesini içeriyor. Dr. Olette-Pelletier’e göre, bu ifade, yaşamsal güçlerin yıkıcı etkilerini kontrol etmek için tanrılara adak sunmanın önemini vurguluyor.

Luksor Tapınağı’ndan Paris’e uzanan yolculuk

Paris dikilitaşı, Luksor Tapınağı’nın önünde yer alan iki dikilitaştan biri. İkizinden ayrılan bu eser, 1830’larda özel bir gemiyle Paris’e taşınarak 1836 yılında Kral Louis-Philippe tarafından Place de la Concorde’un ortasına dikildi. Dört yüzünde hiyeroglif kabartmalar bulunan dikilitaş, 19. yüzyılda François Chabas tarafından detaylı bir şekilde çevrildi. Ancak Dr. Olette-Pelletier’in modern analizleri, daha önce fark edilmemiş yedi gizli mesajı ortaya çıkararak araştırmalara yeni bir boyut kazandırdı.

Covid-19 karantinaları sırasında dikilitaşın zirvesine çıkan ilk uzman olan Dr. Olette-Pelletier, Paris Olimpiyatları öncesi yapılan onarımlar sayesinde dikilitaşı detaylı bir şekilde inceleme fırsatı buldu. Kripto-hiyeroglifler üzerine uzmanlaşan nadir bilim insanlarından biri olan Dr. Olette-Pelletier, dikilitaşın batı yüzünün yalnızca Nil Nehri’nden gelen soyluların görebileceği şekilde tasarlandığını ve tanrı Amon’a adak sunan Ramses’in propagandası için kullanıldığını ifade ediyor.

Doğu yüzünden gelen ince detaylar

Dikilitaşın, çöle bakan doğu yüzünde Ramses’in başlığında yer alan küçük boğa boynuzları dikkat çekiyor. Hiyerogliflerde “ka” olarak bilinen bu detay, tanrısallığın yaşam gücünü temsil ediyor. Dr. Olette-Pelletier’in keşfettiği bu tür ince unsurlar, geleneksel hiyeroglif okuma bilgisine sahip bilim insanlarının ötesine geçiyor. Luksor’daki ikiz dikilitaşın Paris’tekinden daha uzun olması ve farklı özelliklere sahip olması, bu gizemli keşfi daha da heyecan verici hale getiriyor.

Dr. Olette-Pelletier’in dikilitaş üzerindeki detaylı çalışmaları, Montpellier Egyptology dergisi ENIM’de yayımlanacak bir makalede açıklanacak. Bu gelişme, Mısır kültürü ve tarihi üzerine yapılan çalışmalara derinlik kazandırma potansiyeline sahip.