Bir kadının beyninde canlı solucan bulunması aslında neden herkesi ilgilendiriyor?
Muhtemelen duymuşsunuzdur. Dünyada ilk kez bir insanın beyninde canlı bir solucan bulundu. Hatta, yılan dışkısından geçtiği sanılan parazit ilk kez bir memeli beyninde tespit edilmiş oluyor. Peki, ama bu nasıl olur? Bu vaka bize ne söylüyor? Alınması gereken 2 ders ne? Birlikte bakalım…
Avustralya’da 64 yaşındaki bir kadın, beyin ameliyatı için hastaneye yattığında doktorlar neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı ve gerçekten şaşkına döndüler… Beyin cerrahı Dr. Hari Priya Bandi, forsepsler arasında kıvranan 8 santimetre uzunluğundaki ‘ip benzeri’ bir şeyi çıkartınca şoke oldu. Çünkü ameliyatta hastanın beyninin ön kısmından 8 santimetrelik canlı bir solucan çıkarıldı. Ameliyatı yapan cerrah Dr Hari Priya Bandi, “Kesinlikle beklediğimiz bir şey değildi. Herkes şok oldu” diyor.
AMAN TANRIM! BU NE… HAREKET EDİYOR
Dr Bandi, “Tanrım bundan daha anormal bir şey göremezsiniz diye düşündüm. Sonra gerçekten bir şeyler hissetmeye başladım ve cımbızımı alıp çıkardım; şunu düşündüm: ‘Tanrım! Bu ne? Hareket ediyor! Herkes şok oldu. Ve bulduğumuz solucan beynin dışında oldukça güçlü bir şekilde hareket ediyordu” diyor.
DÜNYADA İLK ÖRNEK
Araştırmacılar, kanguru ve halı pitonlarında yaygın bir parazit olan Ophidascaris Robertsi adlı yuvarlak solucanın insanlarda ilk defa görüldüğünü anlatıyor. Vakanın insan beynindeki larva istilasının ve gelişiminin ilk örneği olduğuna inanılıyor.
Canberra Hastanesi bulaşıcı hastalıklar uzmanı Sanjaya Senanayake, CNN’e yaptığı açıklamada yaşananları çılgınca buluyor. Kadının beyninde bulunan canlı, 20 dakika uzaktaki bilimsel bir laboratuvara gönderilmiş. Senanayake, “Canlı, kıpırdayan solucanı göndermeyi başardık ve bakıp hemen tanımlayabildiler” diyor.
GENELLİKLE PİTONLARDA BULUNAN BİR PARAZİT
Avustralya Ulusal Üniversitesi ve Canberra Hastanesi’nden yapılan basın açıklamasına göre, moleküler testler bunun genellikle pitonlarda bulunan bir solucan olan ‘Ophidascaris robertsi’ olduğunu doğruladı. Senanayake, “Bildiğimiz kadarıyla bu aynı zamanda insan veya başka herhangi bir memeli türünün beynine ilişkin ilk vaka” diyor.
YEREL BİR SEBZEDEN Mİ KAPTI?
Araştırmacılar, hastanın Yeni Güney Galler’in güneydoğusunda ‘halı pitonlarına’ ev sahipliği yapan bir gölün yakınında yaşadığını söylüyor. Her ne kadar yılanlarla doğrudan teması olmasa da paraziti, bölgede bulunan, yerel, yapraklı yeşil bir sebzeyi toplayıp pişirip yediğinde kapmış olması muhtemel. Doktorlar ve bilim insanları, bir halı pitonunun dışkısı yoluyla parazitin yeşilliklere geçmiş olabileceğini, hastanın daha sonra bu yeşilliklere dokunduğunu ve yiyecek veya diğer mutfak aletleriyle çapraz kontamine olmuş olabileceğini düşünüyor.
Bilindiği kadarıyla Avustralya’da halı pitonları ‘Ophidascaris robertsi’yi taşıyor ve dışkılarıyla parazit yumurtaları dökerek paraziti küçük memelilerin ve keseli hayvanların yediği bitki örtüsüne yayıyor. Bir noktada pitonlar da aynı enfekte hayvanları yiyor ve parazit daha sonra yılanın içinde yaşayarak döngüyü tamamlıyor.
KARIN AĞRISI, İSHAL, ÖKSÜRÜK, ATEŞ, UNUTKANLIK
Peki, hastanın beyninde bir solucan olduğu nasıl tespit edildi? Söz konusu hasta üç hafta boyunca karın ağrısı ve ishal, ardından sürekli kuru öksürük, ateş ve gece terlemesi yaşayınca Ocak 2021’in sonlarında yerel bir hastaneye kaldırıldı.
Birkaç ay sonra belirtileri unutkanlığa ve depresyona dönüştü. Bu kez Avustralya’nın başkentindeki bir hastaneye gönderildi; burada yapılan MRI taramasında beyninin sağ ön lobunda alışılmadık bir şey ortaya çıktı. Taramada “beynin sağ ön lobunda atipik bir lezyon” ortaya çıktı.
Ancak durumunun nedeni ancak Haziran 2022’de yapılan biyopsi sırasında Dr. Bandi’nin bıçağıyla ortaya çıktı.
PARAZİT SON DERECE İSTİLACI
Senanayake, bu durumda hastanın muhtemelen kazara solucanın konakçısı olduğunu söylüyor. Parazitin son derece istilacı olduğu ve larvalarının veya yavrularının akciğerler ve karaciğer de dahil olmak üzere kadının vücudundaki diğer organlarda da yayıldığından şüpheleniliyor.
‘BU VAKA BİR UYARI’
Dr. Senanayake bu durumun bir uyarı olduğunu söylüyor. Senanayake, bu vakanın, özellikle insanlar hayvanların yaşam alanlarına daha fazla girdikçe, hayvanlardan insanlara geçen hastalık ve enfeksiyonların artan tehlikesinin altını çizdiğini söylüyor: “Yani bu, gelecekte daha fazla yeni enfeksiyonun görüleceğinin bir başka işaretidir”
Çünkü son 30 yılda dünyada yaklaşık 30 yeni enfeksiyon ortaya çıkarılmış. Bu enfeksiyonların yaklaşık %75’i zoonotikti ve bu durum hayvanlar dünyasından insan dünyasına koronavirüsler de dahil olmak üzere bulaşmanın olduğu anlamına geliyor.
2. DERS: MUTLAKA ELLERİNİZİ, SEBZEYİ İYİ YIKAYIN
Senanayake, “Bu Ophidascaris paraziti insanlar arasında bulaşmıyor, dolayısıyla SARS, COVID-19 veya Ebola gibi bir salgına neden olmayacak. Ancak yılan ve parazit dünyanın başka yerlerinde de bulunuyor, bu nedenle önümüzdeki yıllarda başka ülkelerde de başka vakaların görülmesi muhtemeldir.
Bu vakanın diğer mesajı yiyecek aramayla ilgili. Yiyecek arayan kişiler, toplanan ürünlere dokunduktan sonra ellerini yıkamalıdır. Salata veya yemek pişirmek için kullanılan toplanmış malzemeler de iyice yıkanmalıdır.
KAYNAK : www.chip.com.tr
Yorum gönder