Elmaslar genel olarak var olan en sert malzemelerden biri olarak kabul ediliyor. Radyoaktif elmaslar ise geleceğin bataryalarının temelini oluşturabilir.

Bilim insanlarının önerdiği yeni bir pil tasarımının çekirdeğini, radyokarbon tarihlemesinde yaygın olarak kullanılan radyoaktif bir izotop olan karbon-14 oluşturuyor. Araştırmacılar, karbon-14’ü sentetik bir elmasın içine yerleştirmenin bir yolunu bulduktan sonra, ilginç bir sonuç keşfettiler.

Karbon-14 ve Beta Bozunumu

Karbon-14, bir elmasın içine yerleştirildiğinde beta bozunumu adı verilen bir süreçten geçiyor. Bu süreç sırasında karbon-14 bir dizi elektronu serbest bırakıyor. Daha sonra bu elektronlar elmas tarafından emiliyor ve burada elektriğe dönüştürülerek kendi kendini idame ettiren radyoaktif bir elmas pili oluşturuyor.

Bu durumu, bir güneş panelinin çalışmasına benzer şekilde düşünebilirsiniz. Ancak bu durumda pil, gücünü güneşten almak yerine elmasın içinden yayılan elektronları yakalıyor.

Bu sürecin sonucunda, inanılmaz bir şekilde, 5.700 yıllık bir yarı ömre sahip bir güç kaynağı oluşuyor. Başka bir deyişle, bu teorik güç kaynağı, şarj etmeye veya değiştirmeye ihtiyaç duymadan on binlerce yıl dayanabiliyor.

Ancak bu radyoaktif elmas pillerin akıllı telefonlar gibi yüksek güçlü cihazlarda kullanılması pek olası değil. Bunun yerine, bu tür piller daha çok düşük güç tüketen cihazlara güç vermeye yönelik olacak. Örneğin, Voyager 1 gibi uzay araçları bu pillerden etkin bir şekilde faydalanabilir. Voyager 1, Dünya’dan en uzak insan yapımı nesne olsa da, üzerindeki nükleer pil tükenmeden önce yalnızca yaklaşık 20 yılı daha var. Eğer şu anda üzerinde var olan nükleer pil yerine bir radyoaktif elmas piline sahip olsaydı, binlerce yıl daha yıldızlararası uzayı keşfetmeye ve Dünya’ya bilgi göndermeye devam edebilirdi.

Güvenli ve etkili kullanım

Ayrıca, bu radyoaktif elmas pilin yaydığı radyasyon, elmasın içerisinde kilitli kalarak çevresindeki insanlar için herhangi bir tehlike de yaratmıyor. Bilim insanlarının bir süre önce elmasları depolama için kullanmanın yeni bir yöntemini buldukları göz önüne alındığında, bilimin ve uzay araştırmalarının geleceğinin elmasta gizli olabileceği söylenebilir.